Uzm.Dr.Selvan ÖZKAN

Merhaba ben bir tıp doktoruyum. Günümüzde pek çok tedavi yöntemi gelişti. Ben burada sadece tıbbi tedavi uygulamasında göz ardı edilebilen bir durumu anlatmak istiyorum. Tıbbi tedavi ve ilaçlar pek çok hastalıkta mutlaka uygulanması gereken yöntemlerdir. Fakat sadece ilaçlar insanları iyileştirmeye yeter mi? Hastaların doktorlardan daha fazlasını istemeye hakkı yok mu? Doktorun görevi sadece reçete yazmak mı? Nasıl ki öğretmenin görevi sadece tahtada dersi işleyip çıkıp gitmek değilse, doktorun da görevi yalnızca reçete yazmak değildir.

Bir hasta iyileşmek için ilk önce psikolojik olarak rahatlamalı ve doktoruna güvenmelidir. Onun kendisi için her şeyin en iyi ve doğrusunu yapacağından emin olmalı ve ona kendini teslim edebilmelidir. Bu nasıl sağlanır? Bunun için gerçekten tıbbi bilginizin diğer hekimlerden üstün olmasına gerek yoktur, çok fazla bilgili ve kariyer sahibi olup hastaların tercih etmediği pek çok hekim vardır. Bu güven hastaya insanca davranmak, onun da duyguları olduğunu göz önüne alarak sağlanır. Hastalar bir iş ya da tamir edilecek makine değildir. Onlar insandır, duyguları vardır.

Bizzat yaşadığım ve gördüğüm bazı olaylarda doktorlar kendilerini hastalarından üstün görmekte, bun hisseden hasta doktordan çekinmekte ve aralarında olumlu bir iletişim olmamaktadır. Oysa ki o hasta onun ağzından çıkacak kelimeleri dikkatle ve merakla dinlemekte , bir açıklama beklemektedir. O an sanki transta imiş  gibi söylenecek olumlu veya olumsuz her telkine açıktır. Söylenecek hoş bir söz, omzuna bir dokunuş kişide ilaçların yapacağı etkiden çok fazlasını yapabilir. Hastanın tedaviye daha çok inanmasını sağlayarak tedavinin başarısını artırabilir.

Günümüzde artık bilinmektedir ki pek çok hastalık önce düşüncede başlıyor; bu durumda iyileşme de önce düşüncede başlamalıdır. Dokularımızda var olan kanser hücreleri strese bağlı olarak savunma mekanizmalarımız zayıfladığında ortaya çıkıyor. Demek ki iyileşirken bedenimizle ruhumuzu ayıramayız, ikisini de birlikte tedavi etmeliyiz. Yoksa yapılan sadece ortaya çıkan belirtileri bastırmak olur ve sonra hastalık başka şekillerde karşımıza çıkar. Vücudumuzda meydana gelen ve nedeni bulunamayan pek çok rahatsızlık strese ve psikolojik travmalara bağlanmıştır. İnsanlar çeşitli psikolojik sorunlarını, yaşadıkları ilgisizliği bilinç altına atmakta ve bunlar ileride bedende bir hastalık olarak ortaya çıkmaktadır. O halde önce hastalarımızı anlamalı, kendimizi onların yerine koymalı ve birazcık ilgiyi onlardan esirgememeliyiz.

Tıbbi tedaviye yardımcı yan tedaviler hekimler tarafından kabul edilse de edilmese de insanın ruh ve beden olarak bir bütün olduğunu kimse inkar edemez. ( Zaten hayal gücü baskılanarak ve belli müfredatı ezberleyip sınava girerek bu günlere gelen kişiler olarak ister doktor, ister öğretmen, mühendis ya da ne olursak olalım inanmamız ve kabul etmemiz zor. Ama beş duyunun ötesinde de bir yaşam var, her inandığımız şeyi gözümüzle görmüyor, kulağımızla duymuyoruz, hissediyoruz ve inanıyoruz. Görme engelliler görmediği için yıldızlar yok veya işitme engelliler duyamadığı için  sesler yok demediğimiz gibi kendi algılayamadığımız şeyleri de yok sayamayız. Öyle değil mi? ). O halde ne olursak olalım, önce kendimize sonra karşımızdakine inanalım ve insan olalım ve herkese insanca davranalım.

Mutluluk Bültenine ve YouTube kanalıma abone olun!

Bize katılın, tüm etkinliklerden, eğitimlerden ve yeniliklerden haberdar olun.
YouTube kanalım: Gülcan Arpacıoğlu ile Mutluluk Kolay
Ayrıca mutlulukkolay.com yayında

Başarıyla abone oldunuz!

Mutluluk Bültenine üye olun

Mutluluk Kolay tekniği ile tüm streslerinizden kurtulun 

İlham verici gerçek hikayeler okuyun

Eğitim fırsatlarını kaçırmayın

 

Siz de Mutluluk Bülteninden yararlanan binlerce kişiden biri olun!

Tebrikler! Mutluluk Bültenine kayıt oldunuz

Share This